İNCELEME: SAVAŞTA VE AŞKTA HER YOL MUBAH MI?

Yukarıdaki klasikleşmiş 'İspanya İç Savaş' fotoğrafının gerçek olup, olmadığı yıllardır tartışıldı durdu. Fakat Katalan Gazete El Periódico’nun, 17 Temmuz 2009 Cuma günü, ortaya attığı bir iddia, tartışmaya Capa aleyhine son vermiş gibi görünüyor.
Cenk 'Mirat' PEKCANATTI, Salı, 20 Ağustos 2009

Modern foto muhabirliğin kurucularından kabul edilen Robert Capa’nın, kurumuş otlarla kaplı bir yamaçta vurulup, yere düşmekte olan milis fotoğrafı ya da bilindik adıyla 'Düşen Asker' (1), İspanya İç Savaşının yeryüzünde, şüphesiz en çok bilinen görüntüsüdür. Ama 1936 Eylül’ünde çekildiği 'O' andan günümüze, Robert Capa’nın bu dramatik fotoğrafının gerçekliği defalarca tartışmalara sebep olmuştur. Tam olarak nerede çekildiğini ve fotoğraftaki askerin kim olduğunu saptamak amacıyla bitmek tükenmek bilmeyen ısrarlı girişimler günümüze kadar da sürmüştür. Konu hakkında bir çok spekülasyon yapılıp, ardından 'Düşen Asker' çeşitli kanıtlarla zaman zaman aklansa da, Katalan gazetesi, El Periódico’nun son iddiası yenilir yutulur cinsten değil”

(1) İspanya’da bu fotoğraf 'Muerte de un miliciano' yani 'Bir Milisin Ölümü' adıyla anılıyor.

Halen dünyanın en iyi savaş fotoğrafçılarından biri olarak kabul edilen Capa’nın klasikleşmiş fotoğrafının mizansen olabileceğine dair en yeni kanıt, 17 Temmuz 2009’da gündeme geldi. El Periódico, sözde 'Düşen Asker' in iddia edildiği gibi, Andalusya’daki Cerra Muriano yakınlarında değil, güney-batısındaki, o zaman cephe hattından uzak, Espejo Kasabası civarında fotoğraflandığını iddia etti. Gazete, haberi “Capa Düşen Askerini Savaşın Olmadığı Bir Yerde Fotoğraflamış.” başlığıyla yayınladı. Gazete, Capa’nın çatışmaların başlamasının üç ay sonra, 5 Eylül 1936’da çektiği, bu fotoğrafla ilgili olarak bir foto-analiz de yapmış. Bu analizi bir kanıt olarak sunan gazete, “Savaşın aktif olduğu bölgeden 10 km uzakta olan esas mahal, ölümün gerçek olmadığını gösteriyor.”, diye yazdı.

Y.N: Bu analizi ilerleyen kısımlarda görebileceksiniz.

Ortaya atılan iddia, günümüzde Espejo yakınlarındaki yamaçlarda çekilen ve Capa’nın fotoğrafında görülen ufuk çizgisiyle birebir örtüştüğü çıplak gözle görülen fotoğraflara dayanıyor. Onlarca yıllık sırrın çözülmesinin anahtarı daha çok Capa’nın yine aynı seri içerisinde çekmiş olduğu diğer iki fotoğrafında saklı”:

Bu fotoğrafların birinde yerde sırtüstü yatan (muhtemelen ölü) bir milis, diğerindeyse sıra halinde diz çöküp, tüfekle bir yerlere nişan almış direnişçiler görülüyor. Arka plandaki manzara her üç fotoğrafta da birbirini peşi sıra takip ediyor. Bu iki fotoğrafın fonunda yer alan, tepelerin görüldüğü ufuk çizgisi, “Düşen Asker” de de görülen arka planla tamamen uyuşuyor. Capa’nın fotoğraflarının, İspanya Cumhuriyetine baş kaldıran Franco birliklerine karşı savaş halindeki bir grup genç milisin manevralarını gösterdiği iddia ediliyor. Haberi yapan Ernst Alos, 20 Temmuz’da The Independent’a, konu hakkında yaptığı açıklamada, “Tespit olunan lokasyon hiçbir şüpheye meydan vermeksizin; sahnenin aleni bir aldatmaca, bir kurmaca olduğunu kanıtlıyor.” şeklinde görüş bildirdi. Ernst Alos, “Espejo’da, Capa ve yoldaşı Gerda Taro, Cerro Muriano’yu terk ettikten yaklaşık 3 hafta sonra, sadece 22–25 Eylül tarihleri arasında çarpışmalar olmuştu. (Öncesinde sadece bazı hava bombardımanları rapor edilmiş.) O zamana kadarsa, “Düşen Asker” in fotoğrafı, zaten Fransız “Vu” dergisinde yayınlanmıştı. Franco’nun birlikleri en az 24 km uzakta, Cordoba yakınlarındaki Montilla’daydı ve vurulma olayının cereyan ettiği iddia edilen yamaçlar Cumhuriyetçilerin kontrolündeydi” diyerekten ekliyor. Muharip askerler tarafından Eylül’ün sonuna kadar burada hiçbir ölü ya da yaralının üstlere rapor edilmediği göz önünde bulundurulduğunda, fotoğraftaki askerin düşman mermisiyle vurulmuş olması, ihtimal dâhilinde görülmüyor. Bu durum, bir Capa biyografı olan Richard Whelan’ın manevra yapan milislerin fotoğraf çekimi için “savaşıyormuşçasına ortalıkta” takıldıkları ve talihsiz milisleri, bir keskin nişancının bir bir vurduğu senaryosuyla çelişiyor. (Bir diğer rivayete göre (ki Capa’nın söylemesi) ağır makinelilerle mermi yağmuruna tutulmuşlar. Bir başkasına göreyse; Franco’nun savaş deneyimli askerleri bu maceraperest asiyi sıcak bir çarpışma esnasında vurmuşlar.)

1936 yılındaki iç savaş sırasında 9, şimdi ise 82 yaşında olan Espejo sakini Francisco Castro da, gazetede yazanları doğrularcasına, “Bu civarda Eylül’ün sonuna kadar bir el bile ateş edilmedi. Milisler sokaklarda dolanıp, köyün en iyi jambonlarını yediler” diyor. Tabi ki bu demeçte de görüldüğü gibi, o zamanda yine koyun can, kasap ise et derdindeymiş”:

Korkusuz bir savaş fotoğrafçısı olan Capa, şöhretini meşhur deyişini hayata geçirerek elde etmiştir. “Fotoğrafınız yeterince iyi değilse, olaya yeterince yakın değilsiniz demektir.” Bu özlü söz kuşaklar boyunca genç hayranlarının çatışmanın eksiksiz görüntüsünün peşinde koşmaları için bir esin kaynağı olmuştur. Capa, İspanya’ya gitmeden önce Endre Friedmann olan adını değiştirip, 1954 yılında Hindiçini’nde talihsiz şekilde bir kara mayınına basana kadar, Çin, Tunus, İtalya, Fransa, Almanya ve İsrail’deki savaşların tarihi anlarının haberlerini yapmaya devam etmiştir.

El Periódico, bu iddia ile Capa’nın mevcut namına zarar vermeye çalıştıkları yönündeki iddiaları reddediyor. Gazetede bu konu hakkında yer alan makalelerin birinde İspanya İç Savaşı’nın, Capa’nın genç bir serbest fotoğrafçı olarak sahneye ilk çıkışı olduğunun altı çizilerek, o zaman 22 yaşında olan bu çaylağın, sözde görüntülemiş olduğu ilk çatışmasına ait fotoğraflarını satmaya ihtiyacı olabileceği, kendini kanıtlamak isteğiyle böyle bir yola başvurmuş olabileceği söyleniyor. Uğruna hayatını riske etmekten çekinmediği ve nihayetinde de kaybettiği sayısız orijinal fotoğrafla, bu ‘gençlik kusurunu’ telafi ettiği de ekleniyor.

Hatırlayacak olursanız, 70 yıl zayi kaldıktan sonra, Capa’nın binlerce iç savaş fotoğrafını içeren bir valiz Meksika’da ortaya çıkmıştı. Koleksiyon 1940’ta bir diplomat tarafından Nazi kuşatması altındaki Paris’ten çıkarılıp, gizlice Meksika’ya getirilmişti. Capa, 1939’da tüm karanlık oda malzemelerini ardında bırakarak Fransa’dan kaçtı ve her zaman; bu valizde dâhil olmak üzere, tüm işlerinin imha edildiğini farz etti. Fakat uzun süren görüşmelerin ardından bu eften püften mukavva kutu, Capa’nın kardeşi Cornell tarafından kurulan, New York’taki Uluslararası Fotoğraf Merkezi tarafından geçen sene geri alınıp, merkezin arşivlerine eklendi. Meksika Valizi, bazıları daha birkaç ay önceki Barselona sergisinde ilk defa görücüye çıkan, İspanya İç Savaşı ile ilgili fotoğraflar içeriyordu.

Fotoğrafların kayıtlı tarihleri, 1937’den başlıyorlardı ve çatışmaların nihayetlenme aşamasına odaklanmışlardı. Araştırmacılar valizde “Düşen Asker” fotoğrafı serisinin devamı niteliğindeki negatiflerin bulunamamasından dolayı büyük bir hayal kırıklığına uğradılar.

“Tarih üzerinde mutabakata varılmış bir masaldır.” - Napoleon Bonapart

“Düşen Asker” in El Periódico Tarafından Yapılan Foto-Analizi

Düşen (Kandırışçı) Asker

– İspanya İç Savaşı’nı tüm çıplaklığıyla yansıtan ve Robert Capa’nın kariyerinin miladı sayılan fotoğraf.

– Fakat şimdi mavi dikdörtgenin içerisinde yer alan bölgeye pürdikkat bakın.


'Düşen Asker'deki mavi dikdörtgen içerisine alınmış alan, yine Capa tarafından aynı yamaçta fotoğraflanan, üstteki görüntü ile benzeşiyor.

Şimdi bu fotoğrafta turuncu dikdörtgenle işaretlenmiş alanla aşağıdaki görüntüde turuncu dikdörtgenle işaretlenmiş alanı karşılaştıralım.


Bir üstteki fotoğrafta turuncu dikdörtgen içerisindeki bölge, aynı yerde çekilen bu görüntüdeki turuncu dikdörtgen içine alınmış bölgeyle görüldüğü üzere birebir uyuşuyor. Gelelim kırmızı dikdörtgenle işaretlenmiş alana”


Şimdi, Espejo’nun hemen dışındaki bu tepelerin günümüzdeki görüntüsüyle, Capa’nın son fotoğrafındaki tepeleri (kırmızı dikdörtgen içerisindeki) karşılaştırın. Tepeler, Capa’nın “Düşen Asker” fotoğrafını, iddia ettiği gibi, Cerro Muriano yakınlarında değil de, Espejo civarında çektiğini, kanıtlar şekilde, birebir örtüşüyor.

UZMANLAR İDDİA HAKKINDA NE DEDİLER?

“Fotoğrafın gerçekten bir adamın vurulma anında çekilip çekilmediğinin bilinmesinde ısrar etmek, hem marazi hem de olayı önemsizleştirici bir şey. Fotoğrafın büyüklüğü en nihayetinde, simgelediklerinde yatıyor, belirli bir adamın öldüğüne dair gerçek bir rapor olmasında değil.”

Richard Whelan, Capa’nın Biyografı

“Eğer bu fotoğraflar kurmacaysa, Capa mükemmel kareyi yakalamak için gerçeği “Eğer bu fotoğraflar kurmacaysa, Capa mükemmel kareyi yakalamak için gerçeği abartmış olan ne ilk ne de son fotoğrafçı olacaktır. Şundan emin olabiliriz ki iddia doğruysa, ‘Düşen Asker’ hücum esnasında ya da siperden hücum edermişçesine görülen bir askerin rastgele kaymış ve düşmüş fotoğrafından başka bir şey olmayacaktır.”

Bunny Smedley, Eleştirmen

“İster gerçek olsun, ister kurmaca, ‘Düşen Asker’, nihayetinde Capa’nın politik eğilim ve idealizminin bir kaydıdır. Gerçekten de Capa, yaşanan gaddarca cinnetleri ve savaşın “romantik” liğine yeterince yakınlaşan, tüm tanıkların, kaçınılmaz bir biçimde yüzleştiği yanılsamalarının tükenişini tecrübe edecekti.”

Alex Kershaw, Capa’nın Biyografı

“Fotoğrafın ardındaki gerçek öykünün önemli olmadığını söylemek sorumsuzca ve durumu önemsizleştiren bir şey. Şayet Capa fotoğrafta bir aktörü oynatsaydı aynı etki ve duyguyu verebilir miydi? Buna yoğunlaşmalıyız çünkü bu fotoğraf, çekenin cümlelerini yansıtıyor.”

Chistopher Ricks, Kültürel Eleştirmen

“En ünlü fotoğrafında, krala sadık Cumhuriyetçi bir partizanının -elinde silahıyla- ölüm anı görülür; bu fotoğraf 20’inci yüzyılın simgeleşmiş savaş ve savaş karşıtlığının görüntüsü oldu. Oysa bir savaş fotoğrafçısı olarak Capa, gaddarlığa, fiziksel işkenceye ya da ölüme meraklı değildi. Bunların yerine bize ne gösterdi?.. Savaşı, olağanüstü bir maceradan çok elem verici bir zorunluluk olarak gören adamlar.”

Susie Lindfield, Eleştirmen

“ICP konu hakkında yeni yorumlara açık. Fotoğraflardaki dikkate değer bir benzerlik. Ben birbirine benzer birkaç tepe görüyorum, ama emin değilim. Her şeye rağmen hala sıra dışı bir fotoğrafla karşı karşıyayız.” 

“‘Düşen Asker’in Espejo’da fotoğraflandığı yönündeki yeni kanıtlar “zorlama, hatta yanıltıcı” Mevki konusunda bir karışıklık söz konusu olmuş olabilir, çünkü Capa yolculuğu sırasında çok az sayıdaki fotoğrafı hakkında dipnot düşmüş, kendisi öncelikle bir savaş fotoğrafçısıydı. Bundan ötürü de fotoğrafı nerede çektiğini hatırlamaması fazlasıyla olası, muhtemelen filmini Paris’te banyo ettiklerinde, yer tahmininde bulunmaları için editör ve ajansının inisiyatifine bırakmış. “Düşen Asker” in varlığı bilinen negatifi yok.”

Cynthia Young, R.Capa Arşivi Küratörü“I.C.P Yrd. Küratörü” sıfatıyla da anılıyor. 

Bu ikinci demecin referansı için bakınız:

“Bu nedenle ‘gerçek’, Taino lakaplı askeri öldüren, küskünlük, nefret, mermi ve top ateşi fırtınasının ortasında kaderiyle karşılaşanların asıl gerçeğiydi. Hakkında hüküm verilmesi “kabul edilemez” olanı, asla onaylamayın.” 

Frederico Mayor Zaragoza, Barış için Kültür Vakfı Başkanı, Cordoba

“Fotoğraf makinesini tek bir yöne doğrultup diğer yönü es geçtiğiniz andan itibaren sanat daima manipülasyondur. Yeni tartışmalar fotoğrafın Capa ve hayranlarının iddia ettiklerinden farklı bir şey olduğunu kanıtlasa bile, bu Capa’nın mevcut dehasının değerini düşürmeyecektir.”

Ângeles Gonzállez- Sinde, İspanya Kültür Bakanı, Film Yönetmeni ve Senarist

“Gerçek, zamanın kızıdır.” - (İspanyol Atasözü)


Dövüş Kulübünün Üyeleri: [sürekli tekrarlayarak] Onun Adı; Federico Borrell Garcia...

Federico Borrell Garcia (3 Nisan 1912), İspanya, Alicante, Benilloba’da doğdu.

Vicente Borrell ve Maria Garcia’nın oğullarıydı, Yokluk içerisinde yaşayan, 3 (4 olduğuna dair iddialar da var.) erkek ve 2 kız kardeşten oluşan büyük bir ailenin mensubuydu.

1917 yılında bir çiftçi olan babası öldü. Ailesi, 15 km ötedeki Alcoy’a taşınmak zorunda bırakıldı. Federico, Benilloba’yla –1936’da burada Anarko-sendikalist CNT(1)’nin sekreteri olan– GilDoménech Monllor ile olan yakın dostluğu sayesinde bağını sürdürdü. Alcoy, köklü radikal geleneklere sahip, bir işçi sınıfı kasabasıydı.

(1) Confederacion Nacional Del Trabajo (Ulusal Emek Konfederasyonu)

Arkadaşları arasında “Taino” diye anılırdı. Alcoy’daki bir dokuma fabrikasında dokumacı olarak çalıştı.

Ne zaman anarşist olduğu net olarak bilinemese de, 1930’da yerel anarşist gazete Redencion’a (Kurtarma) abone oldu. 1932’de Anarşist Özgürlükçü Gençliğin (FIJL) (2) yerel kolunu kurdu.

(2) Federacion Ibérica de Juventudes Libertarias (İberyalı Özgürlükçü Gençlik Federasyonu)
Annesi 1933 yılının Temmuz ayında öldü. Merkezi Hükûmetin aşırı sağa meyil etmesiyle birlikte, İspanya'nın dört bir yanında gerçekleştirilen direniş hareketlerinden birisi olan, Ekim 1934’teki bir elektrik trafosunun havaya uçurulması eylemine, FAI (3) üyeleriyle birlikte katıldı. 1936’da Franco güçlerine karşı gerçekleşen çatışmalar esnasında piyade barakalarına yapılan saldırıda da yer aldı. Anarşist eylemci Enrique Vaño Nicomedes’in liderlik ettiği, Alcoy’daki “Columna Alcoiana” adlı yerel milislere katıldı.

(3) Federacion Anarquista Ibérica (İber Anarşist Federasyonu)

5 Eylül 1936 sabahı Cerro Muriano’ya (Cordoba), milislerin ileri hattını General Varela’nın güçlerine karşı desteklemek için gelen elli milisten birisiydi. Öğleden sonra, Franco’nun birlikleri hatların ardına sızarak önden ve arkadan ateşe başladıklarında, Federico müfrezenin ardındaki topçu bataryasını savunuyordu. Federico, saat 17.00 sularında vurulmuş ve anında ölmüştü. Kayıtlara göre o günkü çatışmada birlikten ölen tek kişiydi. Onun ve 25 Eylül 1936’da ölen Alcoy’un bir diğer anarşisti Juan Ruescas Ãngel’in onuruna bir milis yürüyüş koluna, “Ruescas-Taino” adı verildi.

Meşhur fotoğrafın “kurmaca” ve bu yüzden de sahte olduğuna, aslında bir milisin ölümünü belgelemediğine dair şiddetli tartışmalar baş gösterdi. Ancak, daha 14 (!) yaşında olmasına rağmen, Alcoiana yürüyüş koluna dâhil olan, Mario Brotons 1996 yılında fotoğraftaki milisin kimliğini doğruladı. Bu süreç sonunda, Capa’nın töhmet altında kalan itibarı kurtulmuş ve Federico meçhul bir asker olarak kalmaktan kurtarılmıştı.

Federico bir çukura gömülmüş ve düştüğü yere yakın bulunan işaretsiz mezarı bu zamana kadar bulunamamıştır.

Y.N: “Düşen Asker” in kim olduğuna dair yapılan spekülasyonlarda en çok öne çıkan isim Federico Borrell Garcia”

Ben bunun böyle olmadığını düşünsem de, sizinle Garcia hakkındaki bu yaygın biyogra-fiyi paylaşmak istedim. Bence “Düşen Asker” , biyografinin girişindeki fotoğrafta sol başta yer alan, kırmızı daire içerisine almış olduğum milistir. Garcia ise onun hemen yanında, yeşil daire içerisinde yer alan milistir. Bilgilerinize.


Fotoğraf öylesine popüler ki, “Simpsonlar” adlı çizgi filmde de kullanıldı.


Fotografista’nın Komplo Teorileri

Diyelim ki Capa, büyük bir şans eseri kendisine bir gecede dünya çapında ün kazandıran bu fotoğrafı çekti. Capa’nın bu fotoğraftaki milisin adını bilememesi sizce de şaşırtıcı değil mi? Kendi söylediğine göre (biyografisinde); Capa, Borrell’in de dâhil olduğu milislerle bir hafta boyunca birlikteymiş. İnsan ister istemez kendi kendine soruyor. Bu kadar küçük bir grupla savaşın ortasında, uzunca bir süre geçirip, ardından can veren bu adamı görüp, diğer milislerden herhangi birisine, insan “ölen kimdi?” diye sormaz mı?

Bence Capa, bu fotoğrafı politik nedenlerle, propagandacı bir amaca hizmet etmek için çekti. Yüce bir amaç uğruna ölen, kralına sadık,cumhuriyetçi bir milis kimi etkilemezdi ki”¦ Bundan ötürü çekimi önceden kurguladı. Halihazırda iletişim içerisinde olduğu milis grubuna niyetini açıp, sanki bir manevranın ortasındaymışçasına davranmalarını istedi. Sadece manevra yapan milislerin görüntüleri tatmin edici değildi. Bundan ötürü de birkaçından vurulmuş taklidi yapmalarını istedi. Sonuçta ortaya “Düşen Asker” ve diğer ölü milis fotoğrafı çıktı.

Ayrıca fotoğraftaki milisin teşhis edilmesi neden bu kadar uzun zaman aldı? 1996 yılına kadar geçen 60 yıllık sürede insanların aklı nerelerdeydi? Neden icap etti de kimlik tanımlamasına gerek duyuldu? 

Bazı iddialarda yer alan, “Düşen Asker” in bir keskin nişancı tarafından vurulduğu yönündeki iddialara karşılık olarak, “Shadows of Photography – Fotoğrafçılığın Gölgeleri” kitabının yazarı ve bir iletişim profesörü olan José Manuel Susperregui, “Cordoba cephesinde keskin nişancı olduğuna dair görsel ya da yazılı belgelere dayalı bir referans yok.” diyor. Ayrıca, Susperregui’nin ve El Periódico gazetesinin fotoğraf hakkındaki genel görüşleri de tamamen aynı”¦ Capa’nın, İspanya’ya gitmeden önce Endre Friedmann olan esas adını, “Robert Capa” olarak değiştirmesi, İspanya’da geçirdiği dönemde İspanyolların yaşam tarzından ve sıcak ilişkilerinden oldukça etkilenip, onlarla kolay duygudaşlık kurmak için kendini, “Roberto” olarak çevresine tanıştırması onun tipik karakterinin dışavurumları”¦ Capa’nın işini görebilmek, fotoğraf çekebilmek için bu tür ufak-tefek isim oyunlarının dışında “yalan söylemek” ve “söz verip tutmamak” gibi hünerleri de var. Örneğin 1948’de, (1947 diyenlerde var.) Capa ile John Steinbeck haber yapmak için (Rusya Güncesi), Rusya’ya gidip geri döndüklerinde Steinbeck, “Bu adamla bir daha asla çalışmam” diyerek veryansın etmiş. Gerekçesiyse Capa’nın fotoğraf çekebilmek için, herkese ondan istedikleri hediyeleri göndereceği yönünde yalanlar sıralayıp, ardından verdiği sözleri tınlamaması ve nihayetinde Steinbeck’in tüm bu vaatleri yerine getirmek zorunda kalmasıymış. Oysaki hediye sözü verilen adamların bir kısmı ağır Rus ağabeylermiş… Belki de Oliver Stone’un “El Salvador” filminde James Woods’un canlandırdığı, Richard Boyle karakteri Robert Capa’dan esinlenilerek yaratılmıştır. Ne dersiniz?

Resmi arşivlerde Federico Borrell Garcia’nın fotoğrafın çekildiği gün olan, 5 Eylül 1936’da öldüğüne dair yazılı hiçbir belgeye rastlanılmamaktadır.

Avustralyalı gazeteci ve yazar, Philip Knightley*, Alex Kershaw’ın kaleme aldığı bir Robert Capa biyografisinde** yer alan yorumları şöyle: “Capa yalancı, kompülsif bir kumarbaz, depresif bir kişilik, sağlam bir içici ve zamparaydı (özellikle hayat kadınlarıyla olan ilişkilerinde). İnsanları kullanmayı severdi. Verdiği sözleri tutmazdı. Komünist olmakla suçlanıp Birleşik Devletler Dışişleri Bakanlığı pasaportuna el koyduğunda, geri alabilmek için çevresindekileri gammazlamıştı.” Gammazladıklarından birisi eski meslektaşı ve arkadaşı Joris Ivens***. Knightley’in yorumları şöyle devam ediyor. “Life’ın kurucusu ve “March of Time” adlı haber filmleri serilerinin yapımcısı, Henry Luce’nin ısrarcı teşvikiyle, en az aslı kadar gerçekçi olan, İspanya İç Savaşı’nda Faşist mevzilere düzenlenen Cumhuriyetçi saldırıları sahneledi. Ve iddia ediyorum ki tüm zamanların en meşhur savaş fotoğrafını -ölüm anındaki İspanyol askerini- tezgâhladı.”

*İngiltere’deki Lincoln Üniversitesi’nin Gazetecilik Bölümü’nde halen konuk profesör ve “İstihbarat Servisleri ve Propaganda” konusunda uzman bir medya yorumcusu – Meraklısına internet sitesinin adresi: http://phillipknightley.com/

**Blood and Champagne: The Life and Times of Robert Capa – Kan ve Şampanya: Robert Capa’nın Yaşamı ve Zamanı

***6 Nisan 1938 tarihinde Çin ordusu, Li Zongren’in liderliğinde Tai’erzhuang’da Çin’e saldıran Japon ordusunun 10. tümenini kuşatarak 20 bin Japon saldırganı yok etmişti. Bu savaş, Japon saldırganlara karşı direniş savaşının başlatılmasından sonra Guomintan Partisi’nin düzenli savaş meydanında kazandığı en büyük zafer oldu. Joris İvens’le Çin’e gelen Robert Capa, olanları filme çekmek için savaş cephesine gitmek istemişlerdi. Yabancı olduklarından dolayı bu istekleri Guomindan Partisi tarafından reddedilmişti. Ancak İvens ve Capa, bir fırsat yakalayarak Tai’erzhong köyüne yakın olan bir korulukta bu savaşı filme kaydetmişlerdi. Vay! Anam Vay! Nereden nereye?…


Gelelim meşhur 'Düşen Asker' ve 'Vu'da yayınlanan diğer ölü milis fotoğrafının analizine; 'Düşen Asker' fotoğrafında yer alan milis, iddia edildiği ve 1996’da kimliği açıklandığı gibi Federico Borrell Garcia falan değil... Bence aynı günde birbiri peşi sıra çekilen fotoğraflardan biri olan üstteki toplu fotoğrafta, en solda yer alan 'adı meçhul' ve 'cesedi kayıp” olan kişi'... Durum detaylarda gizli, hadi gelin bu detayları ele alalım. Hemen aşağıda, solda yer alan, 'Düşen Asker' fotoğrafı detayındaki kişi beyaz bir gömlek ve açık renk (belki açık hâki) bir pantolon giymiş. Her bir omzundan aşağıya doğru birbirine paralel inen kayıştan askılar, belindeki mühimmat çantalarının takılı olduğu kemere bağlanıyor. Aşağıda, sağda yer alan diğer adamın (bu diğer detay fotoğrafındaki ölü milis oluyor.) üzerindeyse bir işçi tulumu var. Göğüs kafesini çaprazlama saran askı belindeki mühimmat çantalarının takılı olduğu kemere bağlanıyor. Garcia (toplu fotoğrafta soldan ikinci) açıkça görüldüğü üzere daha koyu renkte (belki daha koyu tondaki bir hâki) bir gömlek giymiş, sağ gömlek kolunun kıvrım ucuna koyu renkli bir şey iliştirilmiş. Zarfı andıran açık renkli çanta belinde asılı ve cepheden görülüyor. “Düşen Asker” fotoğrafındaki milisin ki gibi askıyla boynuna çaprazlamasına asılı değil. 'Düşen Asker' in boynuna ve belindeki kemere asılı toplam üç (3) çanta var. García’da ise iki (2), vs. vs. Fotoğrafta yoldaşlarıyla birlikte yan yana sıralanmış ve ellerindeki tüfekleri sallarlarken görülen milisler arasında askıları göğüs kafesini çaprazlamasına sarmış yegâne adamında soldan üçüncü şahıs olduğu düşünülünce, Vu’da yayınlanan her iki fotoğrafta da yer alan ölü milislerden hiçbiri Federico Borrell García değil. Hadeyin geçmiş olsun!


Aşağıdaki 1936 tarihli “Vu” dergisinin sol sayfasında yer alan iki fotoğrafa da dikkatle bakın. Bu iki fotoğrafta iki ayrı milis nasıl oluyor da, tamamen aynı noktada yere düşüp de ölmüş olabiliyorlar? Her iki fotoğrafta yer alan otların belirgin dik saplarının yapılanmaları birebir nasıl aynı olabiliyor? (Hatırlatma: Bu fotoğrafların daha büyük görselleri konunun içerisinde mevcut. Detayları karşılaştırmak için İnternet'te daha büyük ölçeklilerini bulabilmek olasıdır.)


Capa’nın “Dünyanın En Baba Savaş Fotoğrafçısı” sanını kazanmasını sağlayan fotoğrafların hep uç bir öyküsü var. Ya hakkında spekülasyon yapılacak ya da teknik aksaklıklar baş gösterecek. Hatta geçen yıl bulanan Meksika Valizi de bu uçarı öykülere eklenen son halka denilebilir. Gelin iddiamı örneklerle gözden geçirelim.


1932’de Kopenhag Stadyumu’nda çekmiş olduğu, Rus Devrimi hakkında ateşli bir konuşma yapan Troçki’nin fotoğrafı nassı banyo edilmiş? Nasıl basılmıştır? Oy! Anam Oy! Şartlar hep zordur konu Capa olunca...


6 Haziran 1944… Omaha Sahili’nde Robert Capa’nın da içinde bulunduğu çıkartma gemisine bir saldırı olur. Ateş sürerken kendini güçlükle karaya atar ve 4 rulo filmle hayatının en önemli karelerini çeker. Life’ın karanlık odasındaki kurutma kabininde emülsiyonun çok ısınması yüzünden fotoğraflar mahvolsa da “Life” ve tüm dünya basını bunları tam sayfa basar. Hatta rivayete göre bu arızaya sebep olan çocuğun işten çıkarılması takdirinde bir daha Life ile çalışmayacağını söyler.

Robert Capa’nın Macarca’da “köpek balığı” anlamına gelen soyadını kendine yakıştırması nasıl bir amcanın yapacağı iştir. Bana kalırsa köpek balığının sahip olduğu içgüdü ve davranışları kendine yakıştırmış ve böyle bir karar almıştı. Bence bu da işin detayında değerli bir ipucu! 

Bir 2007 yılı yapımı olan, “La Sombra del İceberg – Buzdağı’nın Gölgesi” adlı belgesel fotoğrafın kurgu olduğunu ve Federico Borrell García’nın fotoğraftaki kişi olmadığını iddia ediyor.

Gerekçelerse şunlar:

1. 1937 tarihli anarşist bir İspanyol yayınında, Federico Borrell García’nın, bir silah arkadaşının onun fotoğraftaki gibi bir açık alanda değil, bir ağacın ardında siper almış ateş ederken vurulup, öldüğü yönünde bir iddiasının yayınlanmış olması.

2. Bir adli tıp uzmanının, Borrell’in fotoğraflarını ve “Düşen Asker” i analiz etmesinin ardından, iddia edildiği gibi fotoğraftaki milisin Federico Borrell García olmadığını tespit etmiş olması.

3. 1975 yılında O.D.Gallaher adlı bir gazeteciye Capa’nın kendisine fotoğrafın bir mizansen olduğunu itiraf etmesi.

4. Ve fotoğrafın iddia edildiği gibi saat 17.00’de değil, saat 09.00’da çekildiğine dair astrolojik bir inceleme. Saat 9’da bölge de herhangi bir çatışma olması söz konusu değil. Aslında Eylül’ün 22’sine kadar da değil” 

Y.N: Belgesel’in fragmanını aşağıdaki linkten izleyebilirsiniz.


“Vu” dergisinde yayınlandığında korkunç sansasyon yaratan bu fotoğrafın nedense bilindik bir negatifinin olmaması. Meksika Valizi’nde Capa’nın binlerce İspanya İç Savaşı fotoğrafının bulunmasına rağmen, Düşen Askeri şaibelerden arındıracak negatif/lerin olmaması. Fakat Katalan gazetesinin, fotoğrafın çekildiği iddia edildiği lokasyonla, fotoğrafın aslen çekildiği lokasyonun birbirlerinden farklılığını kanıtlamaya yarayan fotoğrafların çıkması.

Capa, “Düşen Asker” fotoğrafının gerçek olduğunu savunanların keskin nişancılı senaryoları verdiği röportajlar ve biyografilerinde yer alan ifadeleriyle zaten çürütmüştür. Capa ifadesinde milisin makineli tüfekle yapılan yaylım ateşiyle öldüğünü söylemektedir.

Henry Cartier Bresson’un Charlie Rose ile 2000 yılında yaptığı röportajdan alınan aşağıdaki kesitte Robert Capa’nın kişiliğine dair bir ipucu niteliğinde;

C.R: Ve arkadaştınız...

H.C.B: Hayır. Birbirimizden çok farklı olmamızla birlikte güçlü bir birliktelik vardı. Szymin (Chim) bir düşünür. Capa ise bir maceraperestti.

C.R: Capa sizin Magnum’u kurmanıza yardımcı oldu mu?

H.C.B: Bu daha çok Chim’in fikriydi.

C.R: Magnum fikri?

H.C.B: Evet. Chim bir düşünürdü. Capa ise tam bir maceraperestti. Birbirlerinden oldukça farklılardı.

C.R: Ve siz ise?

H.C.B: Pıh! Hiçbir şey!

C.R: (Gülerek) Hayır!

H.C.B: Tam bir birliktelik!

C.R: Tam bir birliktelik derken?

H.C.B: Capa’nın paramızı alması dışında. Ve Chim “daha çok para kazanabilmemiz için durumu nasıl idare etmemiz gerektiğini biliyordu. Capa bir kumarbazdı. Ama at yarışlarını her zaman kazanamıyordu. Ama bu önemli değildi...

SONUÇ

Tüm verilerin ışığında ben şahsen Düşen Asker'in bir mizansen sonucu ortaya çıktığına inanıyorum. Capa sempatizanı olduğu tarafı kayırmış ve böyle bir fotoğrafı çekmeyi doğru bulmuştur. Kısacası onun için “Savaşta ve Aşkta Her Yol Mubahtır.” YA SİZİN İÇİN?