ÇEVİRİ: FOTOĞRAFÇILIĞIN YEDİ KATI - KEN ROCKWELL (2007)

Hieronymus Bosch, yaklaşık olarak 1575, Christ in Limbo


“Fotoğraf Çekmeden Önce Muhakkak Sıkıca Bir Yellenin, Bu Sizi Egonuzdan Arındırır” 

Sanatçı: Kat 7 (Cennet) 

Bu en üst seviyedir. 

Bir sanatçı hayal gücünü fotoğraf denen medyum aracılığıyla somutlar. Gerçek veya hayali bir yerin ya da kişinin ruhunu bu fotoğrafla yakalar, izleyicilerde buna tepki verir.

Bir sanatçı kullandığı aletlere tamamen hakimdir. Sanatını yaratırken, sanatçının ruhu yakalamaya çalıştığı şey uğruna bedeninden sıyrılır. Yaratma sürecinin dışında aletlerini öğrenip, tecrübe eder. Fakat yaratırken, fotoğraf makinesi aklının bir uzantısı oluverir. Fotoğraflarını üretirken, zaten halihazırda işinin ustası olduğu için hiçbir teknik konuyu bilinçli olarak düşünme gereği duymaz bile...

Olayı müziğe benzetirsek, müzisyen akor basarak alıştırma yapabilir, ama müzik yaparken, parmakları aklına bile gelmez. Çünkü o anın coşkusu içinde adeta transa geçmiştir. 

Nasıl bazı profesyonel sörfçülerin bir düzine sörfü veya gitaristlerin 23 tane gitarı varsa, bir sanatçının da her biri farklı yerlerde kullanılan bir dolu makinesi olabilir.

Yine aynı şekilde, kimi sanatçıların da sadece bir tanecik makinesi olabilir, hatta bazılarının hiç makinesi olmayabilir.

Sanatçılar bazen komik giyinirler ve geç kalkmaya meyillidirler. Genellikle güzel kadınların fotoğrafını çekmeyi tercih ederler ve bundan da gurur duyarlar. Hiç kimse onların eserlerini göremez... çünkü kendi kendilerini tatmin etmek gibi rezil bir yetenekleri vardır. Maalesef harika eserlerini pek takdir etmezler. Üzücü bir açmaz sonucu eserlerini başkalarına gösterenler "fahişe" seviyesine düşecekleri için, gerçek bir sanatçının işini görmeniz asla mümkün değildir. Görüyorsanızda, gördüğünüz şey artık bir fahişenin eseridir. İyi sanatçılar çoğunlukla tanımadıkları kimselere eserlerini gösteremeyecek kadar utangaçtırlar. Çünkü gösterdikleri bizzat kendi ruhları... iç dünyalarıdır.

Sanatçı, iğne deliği kameradan tutun, kullan-atlara ya da 8"x10"lere varıncaya kadar her çeşit fotoğraf makinesiyle çalışır. İstediklerini gerçekleştirmek için ihtiyaç duyduğu her şeyi kullanabilirler. 

Fahişe: Kat 6 

Fahişe, sanatı için ruhunu para ya da uyuşturucu karşılığı satan sanatçıdır. 

Kendini bu seviyeye indirerek ufkunu daraltmıştır. 

Niye? Çünkü kişi kendine yemek ve barınma sağlamak için ruhunu satmak zorunda kaldığında, bir daha gidişatını değiştiremez. Yani yeni şeyler denemeye çalışmaz. 

Yıllar sonra bir fahişe kendini geçindirecek düzeye varsa bile yine de yeni şeyler denemeye açık olmayacaktır. Çünkü hala paraya ihtiyacı olacaktır. 

Destekçisi olan sanatçılar, (yani bir galeri veya başka bir sanatçı tarafından desteklenenler, aynen fuhuş sektöründe pezevenklerin yaptığı gibi) tarzlarını değiştirirlerse bu destekçilerini kaybedebilirler.

Anlayacağınız, para karşılığı üretilen sanat nadiren gelişir veya özgünleşir. 

Satan tarz, müşterisinin ve pezevenginin (destekçisinin) istediğidir. Başarılı bir fahişenin kabul görmüş bir tarzı varken yenisine geçmesi olağanüstü zordur. 

Amatör: Kat 5 

Gelirinin yarısından daha azını fotoğrafçılıktan kazananlar amatördür. Bu durumun fotoğraflarının kalitesiyle hiçbir ilgisi yoktur.

Fotoğraf çekmek bu kişinin aşkıdır. Arı ruhlu, iyi amatör aradaki katları aşıp doğrudan sanatçı katına erebilir. 

Hafta sonları ek iş olarak düğün-dernek fotoğrafları çekseler de amatör kabul edilirler. Çünkü çektikleri fotoğrafın parasını alıyorlardır.

Daha iyi makineyle daha iyi fotoğraf çekebileceğini düşünen amatörler en alt seviyeye, Ölçümbatör seviyesine düşme tehlikesiyle karşı karşıyadırlar. Pek çok amatör makine üreticilerinin "iyi görüntü için iyi kameraya ihtiyaç vardır" sözüne kanmıştır. Bu sanatı zehirleyen bir saplantıdır. 

Güzel fotoğraf çekme uğruna kendini kaybeden amatör çoktan aydınlanma yoluna girmiştir. 

Amatör olmak iyidir, çünkü bu seviyeden sanatçı katına yükselmek kolaydır. 

Amatörler neredeyse hep Canon SLR kullanır. (Yazar bu konuda sanki biraz acımasız davranmış. ;D)

Hatıra Fotoğrafçıları: Kat 4 

Annem ve dünya nüfusunun çoğunluğu bu gruba dâhildir. Bu insanlar hatıralarını biriktirmek isterler, fotoğraf veya fotoğraf makinesi onlar için önemsizdir. 

Grafiker olan veya görsel konularda eğitimi olan hatıra fotoğrafçıları sık sık herkesin hoşlanacağı harika görüntüler yakalarlar. Aslında bu hatıra fotoğrafçıları sanatçılardır da farkında bile değillerdir. Gerçek sanatçı olduğunu sanan sanatçılardan daha iyi giyinirler. 

İnanın ki; fotoğrafı çeken fotoğrafçıdır, makine değil...

Hatıra fotoğrafçıları bas-çek veya kullan-at tarzı makineler kullanır, bu makineler başka herkesin kullandığı Leicaların, Nikonların, Canonların ve Contaxların verdiği aynı mükemmel sonuçları verir. 

Profesyonel: Kat 3 

Geçimini tamamen fotoğraf satarak sağlayanlar profesyoneldir.

Profesyoneller geçinmek için sanat yapmazlar, sadece ticari görüntüler üretirler. Çoğu profesyonel alet edevatını yeterince tanır ve gayet iyi görüntüler yakalayabilir. Fakat işin içine hayal gücünü katabilir de katamayabilir de...

Profesyoneller harika resimler çekemez diye birşey yok tabiî ki, ama bunu boş zamanlarında yaparlar. 

Profesyoneller, tamir ettirdikleri zamanlar dışında makinelerini pek kafaya takmazlar. Zamanlarının çoğunu iş arayarak ve başka fotoğrafçıların piyasayı nasıl düşürdüğünden yakınarak geçirirler. 

Profesyoneller bir ayda filme ve banyoya, bir yılda makine ve ekipmana verdiklerinden daha fazla para harcarlar. 

Profesyonel doğa fotoğrafçısı diye bir şey yoktur.

Ya mesaili işleri vardır yada karılarının parasıyla geçinirler. 

Profesyoneller Nikon SLR, orta format Mamiya ve Calumet 4"x5" kullanır. Ciddi amatörler gibi pahalı donanıma verecek paraları yoktur. 

Ticari fotoğraf müşterisi değilseniz veya böyle bir ahbabınız yoksa hiçbir profesyonel fotoğrafçıyı tanımazsınız. Makine reklamlarında gördüğünüz bilmem ne makineyi kullandığını söyleyenler ise konu mankeninden başka bir şey değildir. 

Profesyonellerin web siteleri yoktur ve sağa sola teknik makaleler yazmazlar. Bu insanların çoğunluğu amatördür. 

Zengin Amatör: Kat 2 

Bunlar, bolca paraları olması nedeniyle, ifade özgürlüklerini engelleyecek kadar çok alet edevata sahip olanlardır. Genellikle erkektirler, çoğunluğu emekli veya ileri yaşlıdır. 

Zengin amatörler Leica, Contax, Alpa, Hasselblad ve Linhof 4"x5" kullanır. Bunlar üstün makinalardır ama Zenit, Pentax, Bronica ve Tachihara ile aynı neticeyi verirler. 

2007 yılında çoğu Canon 1Ds-Mk IIs, 5Ds veya Nikon D2X kullanıyordu

Günümüzde genellikle Leica kullanıyorlar. 

Sırf fiyatı 5000 dolar olduğu için, 2000 yılında gazeteciler için tasarlanmış 2.7 Mp‟lik Nikon D1 gibi ilk DSLRleri satın alanlar da bu enayilerden başkası değildir. Bu makineler, hatıra fotoğrafçılarının kullandıklarından daha kötü sonuç verirler, zira makinenin pahalı olması onu daha iyi yapmaz. 

En bi leşber zengin amatör, fakir insanların netsiz siyah-beyaz resimlerini çekmeyi sanat zanneder. 

Zengin amatörlerin bir kısmı alet edevatı fazlaca kafaya taktıkları için en dip ruhani seviyeye kolayca düşüverirler. Geri kalanları ise ellerindekinin en iyisi olduğundan iyice emin oldukları için, artık adam gibi sanat yapma işine koyulabilirler. Gariptir, zengin amatörlerden sıradan iş çıkmaz pek... Ya çok iyi iş çıkarılar ya da çok kötü. 

Donanım Ölçümbatörü: En Alt Kat 1 (Cehennem) 

Bu heriflerin ("herif" diyorum, çünkü hepsi erkektir) fotoğrafçılıkla falan alakaları yoktur, zira ruhsuzdurlar. Ruhları olmadığı içinde hayal güçlerini ve duygularını ifade edemezler. 

Ve bu sebeptendir ki çektikleri fotoğraflar berbattır, tabii tenezzül edip çekmişlerse… 

Bunlarda analiz etme felci vardır, o yüzden hiçbir haltı beceremezler. 

Bir test görüntüsünü mikroskopla analiz etmenin, günbatımında güzel bir ağacın fotoğrafını çekmekle ne alakası var? Alakası yok tabiî ki. Daha kötüsü testlere harcanan zaman, fotoğrafçılıkta işe yarar şeyleri öğrenmeye, hatta bilfiil fotoğraf çekmeye harcanmayan zaman anlamına geliyor. Sadece aletinizin neyi yapıp neyi yapamayacağını görecek kadar tecrübe edin aleti, sonra gidin harbi... harbi fotoğraf çekin. 

Bunlar fotoğrafçılıkla değil, doğrudan fotoğrafçılık donanımıyla ilgilenirler. Engel olmazsanız saatlerce kafanızı şişirirler. Fakat çektikleri fotoğrafları görmek isterseniz ya balonları söner ya da alet edevatlarını görmek istediğinizi düşünürler. Buradan neden makinenin fark etmeyeceğini okuyabilirsiniz.

Görünürde çoğu mühendislik, bilgisayar ve bilim gibi teknik mesleklere mensuptur. Her şeye sayısal değerlendirme yapmakla o kadar meşguldürler ki makinelerin veya test şablonlarının, bir görüntünün ruhuyla zerrece alakası olmadığını unuturlar. Kamera performansını ölçmeyi kafaya öyle çok takarlar ki, biz onlara "ölçümbatör" deriz. Maalesef pek çoğu kamera performansı ile ilgili bilgi bulabilmek için www.kenrockwell.com sitesinde dolanıp durur. 

Çoğu işitsel ekipman, bilgisayar ve otomobillerle de ilgilenir. Aynen fotoğraf makinelerinde olduğu gibi, doğrudan bu oyuncakların kendisinden hoşlanırlar. Olmaz ya, olursa da bu oyuncakları pek nadiren esas yapılış amacına hizmet etmesi için kullanırlar.

Bunların genç olanları bilgisayarda ya oyun oynarlar ya chat yaparlar ya da webde gezinirler. Yaşlıları "fotoğraf makinesi derneklerine" üye olurlar ("fotoğrafçılık" derneklerine üye olmak iyidir, "fotoğraf makinesi" veya sanatı ölçüp biçmeye çalışan başka herhangi bir derneğe üye olmak değil, zira sanat sayılarla ölçülemez). Aynı şekilde, bu kişiler o aletlerle de kayda değer hiçbir halt yapmazlar... ama emin olun satın almaya, bulundurmaya veya hakkında konuşmaya bayılırlar. 

Bunların ilgilenmediği tek donanım aslında en çok işlerine yarayacak olanıdır: Aydınlatma.

Portfolyosunda yeterince fotoğraf olan donanım ölçümbatörü değildir. Adam gibi fotoğraflarından ziyade makinesi olanlara dikkat, ölçümbatör olabilirler. Web sitelerinde fotoğraftan çok teknik makalesi olanlar ise muhtemelen ölçümbatördür. 

Hiç bir şekilde onlarla işiniz olmasın, onlarla konuşmayın, web sitelerine girmeyin ve de özellikle fotoğrafçılıkla ilgili tavsiyelerini dinlemeyin... talep emeyin. Başta masum bilgi kaynakları gibi görünebilirler. Fakat fazla yaklaşırsanız onların o hasta o cansız ruhları sizinkini de kendi cehennemlerinin dibine çeker. Sonra ruhunuz lensinizin ne kadar keskin olduğuna dair bir takıntıyla sonsuza kadar batağa saplanabilir. Bir kere böyle bir şeyi kafaya taktınız mı bir daha asla tuğla duvarlardan ve test şablonlarından başka hiçbir şeyin fotoğrafını çekmeye muvaffak olamazsınız. 

Bu kişileri tanımak kolaydır. Buraya kadar gelip bu yazıyı okuduysanız zaten onların web sitelerine de girmişsinizdir muhtemelen. Sitelerinde hep aletlerle ilgili bir sürü bilgi vardır, ama pek az gerçek fotoğraf... Bir sitede sizde hayranlık duygusu uyandıran fotoğraflar yoksa oradan aldığınız bilgiden şüphe edin.

Bu tipler yüzünden fotoğraf ekipmanlarımın fotoğraflarını web sitemden kaldırmak zorunda kaldım. Çünkü bu kişiler fotoğraflarımdan ziyade alet edevatlarıma bakıyorlardı. Bu salaklar parasını ödediğim internet bağlantımı, bu sitenin bütün ana fikrini teşkil eden fotoğraf galerim yerine lenslerime bakarak yiyip tüketiyorlardı. Bundan dolayıdır ki bu sitede böylesi içeriğe sahip sayfalar sarı renktedir. Bu mamçaklar zımbırtıların ayrıntılarını inceleyerek bir sürü zaman harcarken gözleri iyice yorulsun diye...

Bu site kanalıyla bana teknik ve ekipman hakkında sorular ileten pek çok kişi bu aydınlanmamış en alt grubun mensubudur. Hangi seviyede olduğunu kafaya takanların neredeyse hepsi bu en alt seviyeye dâhildir. Bunların çoğu, adam gibi fotoğraf çekeceklerine, ha bire internette dolaşıp, teknik sitelere ve photo.net, dpreview.com ve photocritique.net gibi chat odalarında saatlerini harcarlar. 

Bu elemanlar aslında o kadar kötü değiller ve burada bulunan Leicacıların çoğu da sadece ekipman koleksiyoncularıdır. 

Online Uzman veya Koltuk Fotografçısı: Kat 0 

(Bunlar fotoğraf falan çekmediklerinden herhangi bir fotografçılık seviyesini teşkil etmezler.)

İnternet çıkana kadar böyle bir seviye yoktu, çünkü fotograf makinaları hiçbir zaman erkeklerin merakını spor arabalar veya füzeler kadar cezbetmemişti.

Ancak benim son derece keskin bulup örnek fotoğrafını yayınladığım bir objektif hakkında bir okuyucu bana aslında o objektifin o kadarda keskin olmadığını yazınca böyle bir seviyenin varlığını dehşet içinde farkettim. Kafam karışmıştı, bence objektif ortalamanın çok üzerinde keskindi. Zaten bu yüzden örnek resmini yayınlamıştım. Okuyucuya o objektifi neyle kıyaslayarak yeterince keskin olmadığı kanaatine vardığını sordum. O da bana başka bir objektifin bilmem hangi web sitesindeki farklı bir örnek fotoğrafına bakarak benim objektifi keskin bulmadığını belirtti.

Yok ananın örekesi! Bu arkadaşın kendine ait bir makinası bile yoktu! Bütün zamanını fmakinalarını araştırarak ve saçmasapan fikirleriyle internette ahkâm keserek geçiriyordu. otoğraf 

Bu tür adamlardan internette bir sürü var. Forum ve sohbet odaları bunlarla tıkabasa dolu... Fotografçıların forum sayfalarında harcayacak vakitleri yoktur. Bizim vaktimizden daha çok çekilecek fotografımız vardır.

Dijital teknoloji çıkmadan evvel fotoğrafçılık hiçbir zaman özel bir sebep olmaksızın erkeklerin ilgisini çekecek bir uğraş olmadı. Bence, 50 kalibrelik Barrett keskin nişancı tüfeğinin mermi hızı, hiç kullanmayacağım dijital makinanın MTF'sinden çok daha ilginçtir. Eğer bir işyerinde masa başında çalışıyor ve işverenimin vaktini internette şahsi hobilerim doğrultusunda araştırma yaparak çarçur edebiliyor olsaydım. Başkalarının fotoğraf makinalarına bakıp duracağıma, Amazon Prime'da film izlerdim.

Bu kitle araba piyasasında hep vardı. Genç delikanlılar Corvettelerin ve Ferrarilerin akla gelebilecek herbir özelliğini yalayıp yutarlar. Biz oğlanlar daha ehliyetimizi almadan 10 sene öncesinden böyle şeylere merak sararız. Gelgelelim hayatta pek azımızın gerçekten bir Ferrarisi olur. 

Oğlan çocukları arabalar, silahlar, motorsikletler, teknik olan herşey hakkında bilgi edinmeye bayılır. Biliyorum kesin ben de yapıyorumdur. Biz erkekler herşey hakkında herşeyi bilmek merakımızdan ve bunlar hakkından konuşma huyumuzdan hayatımız boyunca kurtulamayız. 

Bir araba delisinin Ferrari'nin akla gelebilecek bilimum özelliklerini bilmesi, onun iyi araba kullanabildiğini göstermez. Bunların pekçoğunun yaşadığı köyde, kasabada, semtte, mahallede bugüne kadar bir tanecik bile Ferrari görülmemiştir. Çok çok azının hayatında bir Ferrarisi olmuştur. 

Bugün dijital fotografçılık da aynı durumdadır, sırf çarpık eğlence güdülerini tatmin edebilmek için bütün gün dijital fotoğraf makinası teknik özelliklerini araştıran ve bunları Youtube videoları aracılığıyla paylaşan bir güruh var artık, onları umursamayın. Konuşmayı ve araştırmayı severler ama sanatçı değillerdir. Dolayısıyla fikirlerinin bir anlamı yoktur. Neyin önemli olup (fotoğrafların nasıl göründüğü ve fotoğraf makinenizin marka ve modeli ne olursa olsun size engel teşkil etmediği), olmadığını (teknik özellikler ve ölçümler) ayırt etmekten acizdirler.