ELEŞTİRİ: DÜNYANIN İLK YAPAY ZEKÂ TÜREVİ FOTOĞRAF SERGİSİ ELEŞTİRİSİ
Sanat Eleştirisinde Tarihi Bir İlk
Sanat ve teknoloji dünyaları için eşi benzeri görülmemiş bir gelişmeyle, Gölge Fanzin 24. sayısında tamamı yapay zekâ tarafından oluşturulan bir sanat eleştirisine yer verdi. Bu eleştiri, İstanbul Hara’da gerçekleşen Cansu Yıldıran’ın Vargit Çiçekleri adlı fotoğraf sergisine odaklanıyor. Yalnızca dünyanın ilk yapay zekâ kaynaklı sanat eleştirisi olmasıyla değil, aynı zamanda bir fotoğraf sergisine dair yazılmış ilk YZ-türevi eleştiri olmasıyla da tarih yazıyor.
Bu sıra dışı fikrin mimarı, Gölge Fanzin’in kurucusu ve editörü olan Cenk Mirat Pekcanattı. Türkiye’de fotoğraf eleştirisini geliştirme ve yaygınlaştırma misyonunu üstlenen Pekcanattı, bu girişimiyle hem eleştirinin hem de fotoğraf sanatının sınırlarını sorgulayan bir deneyin öncüsü oluyor.
Sanatta Öznelliğe Karşı Yeni Bir Yöntem
Fotoğraf eleştirisi de dâhil olmak üzere sanat yorumları çoğu zaman kişisel duygularla ve insan ilişkilerinden doğan öznelliklerle şekilleniyor. Gölge Fanzin’in yapay zekâ ile bu alana getirdiği yenilik, eleştiriyi bu öznellikten arındırmayı amaçlıyor. İnsan etkisinden bağımsız üretilen metinler, belki de daha dengeli ve çok boyutlu bir değerlendirme alanı yaratabilir.
Bu gelişme, sanatçılarla eleştirmenler arasındaki gerilimleri azaltabileceği gibi, izleyicilere de daha bilinçli, daha tarafsız bir yorumlama zemini sunma potansiyeli taşıyor.
Vargit Çiçekleri Örneği: Şiirsellik mi, Popülizm mi?
Yıldıran’ın uzun soluklu Mülksüzler serisinden beslenen Vargit Çiçekleri sergisi; sınıf, kimlik, aidiyet ve toplumsal cinsiyet gibi kavramları kişisel deneyimlerin filtresinden geçirerek anlatmayı amaçlıyor. Ancak yapay zekâ tarafından üretilen eleştiri, bu anlatımın fotoğrafik açıdan hem sanatsal hem de kavramsal olarak eksik kaldığını savunuyor.
Eleştiri; kullanılan teknik tercihlerden mekânsal yerleştirmeye, estetik duruştan kavramsal derinliğe kadar pek çok unsuru sorguluyor. Popüler kültürün etkisiyle şekillenmiş yüzeysel bir anlatıdan söz eden metin, bu yapının fotoğraf sanatına katkıdan çok, duygusal sömürüye hizmet ettiğini iddia ediyor.
VARGİT ÇİÇEKLERİ: Estetik Bir Meydan Okuma mı, Popülist Bir Yaklaşım mı?
Kuramın Varlığı ve Yokluğu
Eleştiri metni, Roland Barthes’ın punctum ve studium kavramlarından Laura Mulvey’in feminist bakış teorisine uzanan geniş bir kuramsal çerçeveyle sergiyi değerlendiriyor. Ancak bu kuramsal potansiyelin, eserin içinde yeterince işlenmediği, anlatının derinlik yerine sezgisel etkiye yaslandığı da vurgulanıyor.
Sanatçının röportajlarında sergiye yüklediği anlamlarla görsel anlatı arasındaki uyumsuzluk, eleştirinin dikkat çektiği temel problemlerden biri.
Sanatta Yeni Bir Dönemeç mi?
Bu deney, şu soruları gündeme getiriyor: Yapay zekâ sanatı yorumlayabilir mi? Yorumlamalı mı? Cevabı karmaşık olsa da, net olan bir şey var: YZ, sanat dünyasına yalnızca teknik bir yenilik olarak değil, aynı zamanda bir tür ayna olarak da dahil oluyor. Hem görünene hem de görünmeyene dikkat çeken bu yaklaşım, eleştirinin tanımını yeniden düşünmemize yol açıyor.
Gölge Fanzin’in bu atılımı, sanat yazımında yepyeni bir sayfa açtı. Bu yöntem bir istisna mı olacak, yoksa yeni bir norma mı dönüşecek? Bunu zaman gösterecek. Ancak şimdiden biliyoruz ki, yalnızca teknoloji tarihi değil; sanat eleştirisi tarihi de yeniden yazılmaya başlandı.
Yorumlar
Yorum Gönder